Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Bulguları ve Nomofobi İlişkisi
DOI:
https://doi.org/10.54308/tahd.2023.21939Anahtar Kelimeler:
Nomofobi- dikkat eksikliği- hiperaktivite bozukluğu- Türkçe Nomofobi ÖlçeğiÖz
Amaç: Teknolojinin hızla gelişmesiyle yaşamımızda önemli bir yere gelen akıllı cep telefonları doğru kullanımda günlük yaşamı kolaylaştırırken, yanlış kullanımda bir takım biyopsikososyal sorunları beraberinde getirmektedir. Ruhsal sorunların başında ise akıllı telefon bağımlılığı ve nomofobi yer almaktadır. Nomofobi literatüre yeni eklenmiş kavramlardan olup nomofobinin ilişkili olduğu değişkenler netleştirilmemiştir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan hastalarda madde bağımlılıkları ve davranışsal bağımlılıkların sık görülmesi başka bir davranışsal bağımlılık türü olan akıllı telefon bağımlılığının DEHB’de risk faktörü olabileceğini gündeme getirmiştir. Çalışmamız nomofobi ile DEHB belirtileri arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlamıştır.
Yöntem: Bu araştırma, bir aile hekimliği polikliniğine farklı nedenlerle başvuran 469 katılımcı DEHB bulguları ve nomofobi açısından taranması yöntemi ile yapılmıştır. Çalışmaya, 18-65 yaş aralığında, çalışmaya katılmayı kabul eden hastalar dâhil edilmiştir. Türkçe okuma yazması olmayan, soruları yanıtlamaya engel olacak düzeyde zihinsel, bilişsel ya da fiziksel engeli bulunan hastalar hariç tutulmuştur. Katılımcıların sosyodemografik özellikleri yüz yüze görüşme ile kaydedilmiş, diğer bilgileri için Nomofobi Ölçeği ile Erişkin Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Kendi Bildirim Ölçeği (ASRS) kullanılmıştır.
Bulgular: Katılımcıların %54,2’sini kadınlar oluşturmakta olup, geri kalan %45,8’i ise erkekler oluşturmaktadır. Katılımcıların %28,8’i 18-25 yaş aralığında olup, %38’i 26-35 yaş aralığındadır. Katılımcıların %53,3’ü evli olup, %46,7’si bekârdır. Eğitim durumu üniversite ve üzeri olanlar %79,1’i içermektedir. Bağımlılık frekans faktörü katılımcılar arasında incelendiğinde, %84,2’sinde bağımlılık faktörüne rastlanmamıştır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite/dürtüsellik değişkenleri birlikte, katılımcıların nomofobi puanları ile anlamlı ve orta düzeyde ilişki vermektedir (r=0,331, p<0,01). ASRS ölçeği dikkat eksikliği alt boyutundan alınan puanlar incelendiğinde, katılımcıların %61,6’sında dikkat eksikliği bulgularının bulunmadığı, %29,6’sında olası dikkat eksikliği bulgularının olduğu ve %8,7’sinde ise önemli düzeyde dikkat eksikliği bulguları bulunduğu belirlenmiştir.
Sonuç: Çalışmada, nomofobi ve DEHB bulguları ilişkili bulunmuştur. Nomofobi ve DEHB arasındaki ilişkinin anlaşılması nomofobinin daha iyi anlaşılmasında, risk gruplarının belirlemesinde ve tedaviye yön vermede etkili olacaktır. Birinci basamak sağlık hizmetlerinde risk gruplarının tanınması ve tedavi edilebilmesi nomofobinin oluşturabileceği toplumsal yükü azaltacaktır.