Tip 2 diyabet hastalarının anksiyete ve depresyon düzeylerinin tedavi tipine göre karşılaştırılması
DOI:
https://doi.org/10.15511/tahd.20.00258Anahtar Kelimeler:
Diabetes mellitus- tip 2- anksiyete- depresyonÖz
Amaç: Diyabetes Mellitus, halk sağlığı sorunu olarak kabul edilir. Sık görülen kronik bir hastalık olup anksiyete ve depresyon oranı genel populasyona göre daha fazladır. Ancak, diyabete eşlik eden anksiyete ve depresyon çoğu zaman bilinmeyen ve dolayısıyla tedavi edilmeyen bir durumdur. Bu çalışmada, anksiyete ve depresyon düzeylerinin tedavi tipi ile bağlantısını araştırmayı amaçladık.
Yöntem: Çalışmaya, Mayıs-Ekim 2017 tarihleri arasında hastanemize başvuran, en az 1 yıldır Tip 2 diyabet tanısı olan hastalar dahil edildi. Sosyodemografik veriler ve klinik veriler formu ile Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği’nden oluşan anket formu kullanıldı.
Bulgular: Araştırmaya katılan hastaların yaş ortalaması 59,3±11,5 yıldı. Katılımcıların %34,2’si erkek idi. Kadınların yaş ortalaması 59,35 yıl idi. Hastaların %11,2’si üniversite mezunuydu. Diyabet süresi, %55,1’inin 10 yıldan daha uzundu. Vücut kitle indeksi 30 ve üstü olanlar hastaların %50,6’sını oluşturmaktaydı. Hastaların Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği A değerlerinin ortalaması 9,7±2,8; Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği D değerlerinin ortalaması 9,5±1,9 idi. Cinsiyete göre Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği A değerleri ortalamaları (p<0,001) ve Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği A pozitifliği oranları (p=0,002) arasında istatistiksel olarak anlamlı fark vardı. Kadınların Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği A ortalamaları ve Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği A pozitiflik oranları erkeklerden daha yüksekti. Araştırmaya katılan hastalardan evinde 3 kişiden az sayıda kişi ile yaşayanların Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği A değeri ortalamaları (p=0,019) ve Hastane Anksiyete ve Depresyon Ölçeği A pozitiflik oranları (p=0,004) 3 kişi ve daha fazla kişi ile yaşayanlara oranla daha düşük olduğu saptanmıştır.
Sonuç: Tip 2 diyabet hastalarında anksiyete ve depresyon riski genel populasyona oranla artmıştır. Diyabetli tüm hastaların bir bütün olarak değerlendirilmesi ve bu değerlendirme sürecinde artmış riske sahip oldukları depresyon ve anksiyetenin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir.